Yeryüzünde birçok kayıp medeniyet ve kültür hazinesinin bulunması için her yıl onlarca araştırma yapılıyor. Kayıplar arasında en fazla merak uyandıranların başında Nuh un Gemisi geliyor.
Nuh un Gemisi ni bulmak için çeşitli tarihlerde yapılan birçok arama çalışması sonuçsuz kalmasına rağmen halen araştırmacıların en fazla ilgilendikleri kayıplar arasında ilk sırada yer alıyor.
AĞRI DAĞI NDA MI?
Nuh un Gemisi nin Ağrı Dağı nda olduğa inananların sayısı hayli fazla. Resmi kayıtlara göre, Nuh un Gemisi ni aramak üzere 20 Ağustos 1829 da Ağrı Dağı nın zirvesine ulaşan ilk araştırmacı Alman bilim adamı Frederic Parrot oldu. Parrot, Nuh un Gemisi nin Ağrı Dağı nda bulunduğunu öne sürerek biri Rus, 6 sı Alman 7 arkadaşı ile zirveye ulaştıktan sonra dönüşte, gemiyi bulamadığını ama izlerine rastladığını iddia etmişti.
Ağrı Dağı na daha sonra da arama tırmanışları gerçekleştirildi. 1916 yılında Vladimir Roskovski adlı bir Rus pilot, Ağrı üzerinden uçarken bir gemi kalıntısı gördüğünü iddia etmiş ve konuyu tekrar gündeme taşımıştı.
11 Eylül 1959 da Milli Müdafaa Vekaletine bağlı Harita Müdürlüğünde görevli binbaşı İlhami Durupınar da Ağrı Dağı nın 4000-4500 metre yükseklikten çekilmiş fotoğraflarını incelerken Nuh un Gemisi ne çok benzeyen bir oluşum var olduğunu ileri sürmüştü.
Nuh un Gemisi ni bulmak amacıyla dağa çıkanlardan birisi de aya ilk ayak basan astronotlardan James Irwin oldu. Irwin ve arkadaşları da Nuh un Gemisi nin Ağrı Dağı nda olduğunu ileri sürerek araştırma yapmış ama gemiyle ilgili somut bir bulgu elde edememişlerdi.
KAYIP MEDENİYET ATLANTİS
Sular altında kaldığı söylenen efsanevi ada Atlantis de insanoğlunun en fazla merak ettiği ve bulunması için araştırmacıların çalışma yaptığı en önemli kayıplardan biri olarak dikkat çekiyor.
İspanya nın güney sahilleri, Girit Adası yakınları, Konya, Kıbrıs ile Suriye arasında Akdeniz in derinleri gibi birçok değişik bölgede olduğu ileri sürülen medeniyetin izlerini bulmak için yapılan çalışmalar bıkmadan sürdürülüyor.
Bugün birçok insanın varlığına inandığı Atlantis ten ilk bahseden ise ünlü düşünür Eflatun.... Kaynak olarak Atinalı Solon u gösteren Eflatun a göre Atlantis, Cebelitarık Boğazı nın batısında, Libya dan daha büyük bir ülke. Eflatun dan günümüze kadar gelen bilgilere göre, Batı Avrupa ile Libya yı ezip geçen Atlantis orduları, Atinalıların gösterdiği direnç karşısında gerilemek zorunda kalır ve şiddetli bir deprem sonunda da MÖ 9600 de, bir gece içinde sular altında kalır.
KUTSAL KASE
Dan Brown ın Da Vinci Şifresi kitabıyla gündeme gelen ve efsaneye göre, Hz. İsa nın Yahudi ve Romalıların oluşturduğu askeri bir güç tarafından yakalanıp çarmıha gerilerek idam edilmesinden önce havarileri ile yediği son akşam yemeğinde kullandığı veya çarmıha geriliş esnasında Arimatealı Yusuf un İsa dan akan kanı doldurduğu bir kasenin varlığına inanlar da çoğunlukta.
Vatikan ın varlığına inanmadığı Kutsal Kase özellikle Hristiyan araştırmacıların ve hazine avcılarının geçmişte olduğu gibi günümüzde de büyük ilgisini çekiyor. Antakya da olduğu yönünde iddiaların ortaya atıldığı Kutsal Kase nin İstanbul daki Çemberlitaş ın altında bile olabileceği ileri sürülmüştü.
KAYIP KITA MU
İzlerine tarih içinde pek çok uygarlıkta rastlandığı ifade edilen batık Mu kıtası, insanoğlunun en büyük kayıp meraklarından birisini oluşturuyor.
19. Yüzyılda İngiliz araştırmacı James Churchward kayıp kıta için Orta Amerika da çeşitli araştırmalar yaparak, konuyla ilgili eserler kaleme aldı.
Bilim dünyası Mu uygarlığının varlığına kuşkuyla yaklaşmasına rağmen, kıtanın battığı öne sürülen tarihte dünyada büyük bir jeolojik olayın yaşanması araştırmacılar için her zaman dikkat çekici bulundu.
Atatürk ün, Churchward ın Mu kıtasıyla ilgili eserlerini Türkçe ye çevirtmesi ve Tahsin Bey i araştırma yapmak üzere Meksika ya büyükelçi ataması, kayıp kıta Mu nun Türklerin kökeni açısından da önemli olabileceği düşüncesinden kaynaklanmıştı.
HAZRETİ MUSA NIN SANDIĞI
Ahit Sandığı veya Tabut-u Sakine olarak adlandırılan Hazreti Musa nın sandığı da en önemli kayıplar arasında.
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan, Hazreti Musa nın kutsal kitap Tevrat ı çoğaltarak 12 kabilesine dağıttığının, aslını ise yaptırdığı bir sandıkta korumaya aldığının bilindiğini anlatarak, şunları söyledi: Hazreti Musa nın çeşitli eşyalarının da bulunduğu söylenen sandık, Kudüs teki mabette koruma altına alınır. MÖ 586 Babil orduları tarafından istila edilen Kudüs teki mabet yağmalanır ve Hazreti Musa nın sandığı kaybolur.
Hazreti Musa nın sandığının yeraltı mağaralarında saklandığı yönünde bazı görüşlerin bulunduğunu anlatan Özkan, sandığın nerede olduğu ya da akıbeti konusunda somut bir bilgi olmadığını ifade ederek, Bu sandığın Antakya da bir mağarada saklandığı da ileri sürülüyor diye konuştu.
Gönderen Aytekin AYDIN - Salı, Mayıs 26, 2009